Ege Bölgesinin en önemli ürünü olan pamuk sezonu öncesinde Aydın ovasında sulama sezonu öncesinde kurumlar ve odalar su sorunuyla ilgili toplantılarını sürdürürken, Söke Ovasının en sonunda kalan Didim’de ise Ziraat Odası Başkanı Dr. Hilmi Yıldırım, sulama sezonunda sıkıntılar yaşanmaması için bir dizi tedbirlerin alınması gerektiğini ifade etti.
Yıldırım yaptığı açıklamada “Söke Didim ovası üst bölgelerde kaçakların önlenememesinin kurbanı olmuştur. Geçen yıl Söke Didim Ovası ikinci suyu zar zor tamamlarken üst kesimlerde dördüncü su yapılmıştır. Eğer söylendiği gibi geçen yıl tüm Büyük menderes havzası iki su yapmış olsaydı bu yıla da bir miktar su devri olacaktı. Kaçakların önlenmesi için kararlı ve caydırıcı tedbirler alınmalıdır. Tek başına ceza olarak iki katı ücret almak caydırıcı değildir. Acil yeni caydırıcı kararlar alınmalıdır. Ne olursa olsun bu yıl da geçen yıl olduğu gibi Söke regülatörüne saniyede 45 m³ün altında su gönderilmesi durumunda Söke-Didim ovasının bir kısmı ve Didim tarafının tamamı susuz kalacak demektir. Bütün planlama ve öngörülere rağmen Nisan yağmurlarıyla birlikte barajlarımızın dolmasını ve %50 kısıtlama düşüncesinden vazgeçilmesini ümit ediyoruz.” dedi.
“SÖKE REGÜLATÖRÜNE SANİYE DE 45 METREKÜP SU GÖNDERİLMELİ”
Oda Başkanı Yıldırım yapılan toplantılarının içeriğine de değinerek “ Aydın Valiliğinin 5 Mart 2025 tarihli Tarımsal Sulama Suları Genelgesine göre alınan kararlar ile ilgili Didim Ziraat Odası ve Aydın Ziraat Odaları olarak bir dizi toplantı gerçekleştirdik. Her toplantıda alınan bu kararların çiftçimizi çok zor durumda bırakacağı ve nasıl iyileştirmeler yapılacağı hususunda bir dizi önerilerimizi sunmaktayız. Alınan karar da Buğday ekili alanlara ikinci ürün için (pamuk) izin verilmeyeceği aynı zamanda Pamuk ekim alanlarının da %50 sine su verileceği karar altına alınmıştı. İlk toplantıyı 6 Mart Perşembe günü Söke Sulama Birliğinde gerçekleştirdik. İkinci toplantıyı 7 Mart Cuma günü Aydın da İl Koordinasyon toplantısı olarak tüm odaların katılımıyla yaptık. %50 kısıtlama kararının kabul edilemez olduğu konusunda karar aldık. Üçüncü toplantıyı 11 Mart tarihin de DSİ 21 Bölge Müdürlüğünde yaptık ve kendilerine bu kararın uygulanmasının zorluklarını tek tek anlattık. Daha sonra Bölge Milletvekillerimize taleplerimizi ilettik. Tekrar 18 Mart Salı günü yine DSİ 21. Bölge Müdürlüğünde bir toplantı daha gerçekleştirdik. Toplantıda %50 kısıtlamanın uygulama zorlukları ve çiftçimizin artan girdi maliyetleri ve kullanılan krediler konusu da göz önüne alındığında sıkıntılı bir süreç olacağını farklı bir yöntem uygulanması gerektiğini belirttik. Ayrıca Gerek kısıtlı Gerekse Kısıtsız sulama yapılsa da mutlaka Söke Regülatörüne saniye de 45 metreküp su gönderilmesi gerektiğini bütün toplantılarımızda ısrarla belirttik.
“GEÇEN YILKİ SIKINTILAR YAŞANMAMALI”
Geçtiğimiz yıl yaşanan sıkıntıları tekrar hatırlattık. Sulama süresini uzatmak maksadıyla Söke Regülatörüne saniyede 45 metreküp su gönderilmediği takdirde Sökenin belirli kısımlarına Didim’in büyük bir kısmına suyun ulaşmasının mümkün olmayacağını Çiftçimizin böyle bir durumda sadece tek su yapabileceğini özellikle bildirdik. Kaçakların önlenmesi için etkin yöntemlerin kullanılması gerekmektedir, sadece para cezası yeterli olmamaktadır. Gerekirse kaçak sulama yapanların dürbünlerine süreli olarak el konulmasını ve Kaçak sulamanın önüne geçmek için dronlarla devamlı kontrollerin yapılmasını talep ettik. Bugüne kadar Didim ve Söke ovası ikinci suyu zar zor alabilirken üst bölgelerde 3 defa 4 defa hatta 5 defa sulama yapılabildiğini duyduğumuzu; bununda çiftçimizi üzdüğünü de özellikle ilettik. Ayrıca yeraltı sularının bu dönemde krizi atlatabilmek adına en etkin şekilde kullanabilmesi için gerekli kolaylıkların sağlanmasını da istedik. Özellikle Didim’in tamamı ve Sökenin bir kısmı tuzlulukla da mücadele etmek zorundadır. Dolayısıyla ikinci bir farklı ürüne geçme şansı da neredeyse hiç yoktur.” ifadelerini yer verdi.