7 çocuğundan 3’ü evlenip dışarı giden Abdullah Karaman, eşi, 3 çocuğu, bir gelini ve 2 torunu ile birlikte, metrelerce uzaktan görülebilecek şekilde astıkları Fenerbahçe Spor Kulübü ve Türk bayrağı dalgalanan Karacasu’daki çöp toplama noktasında naylon çadırlarda yaşıyor. 5 yıldır burada plastik, demir, hurda gibi geri dönüşüme yollanabilecek çöpleri toplayan Karaman ailesi, işini beğenmeyenlere adeta ders veriyor. Sıcak, sinek ve kokular içinde sabahın erken saatlerinde çalışmaya başlayan aile üyeleri aşırı sıcaklar sebebiyle 12.00’de ara verdikleri işe, akşam 18.00’de tekrar başlıyor. Akşamları arabanın aküsüyle aydınlattıkları çadırda sivrisinek sürüleriyle mücadele eden aile hayatta kalmaya çalışıyor.

FENERBAHÇE SEVGİSİ

Ailenin 16 yaşındaki oğlu Muzaffer Karaman ise bambaşka bir hikaye barındırıyor. Fenerbahçe fanatiği olan Muzaffer, çöpten bulduğu Fenerbahçe bayrağını yıkayıp Türk bayrağının hemen yanına astı. Metrelerce uzaktan görünen Fenerbahçe ve Türk bayrağı rüzgarda dalgalanırken, Muzaffer’in de ara ara duyguları dalgalanıyor. İnterneti olduğu bir gün telefondan çok sevdiği Survivor’u takip etmek için TV8 kanalını açan Muzaffer, Fenerbahçe’nin yardım kampanyasıyla karşılaştı. Fenerbahçe’nin zor durumda olmasını gönlü kabul etmeyen Muzaffer, son TL’sini de bu bağış için harcadığını dile getirdi.

“BURADA HAYAL KURAMIYORUM”

Muzaffer o günü şu sözlerle anlattı: “İnternetim vardı. Survivor’u takip ediyordum. TV8’i açtım. Fenerbahçe’ye yardım kampanyası vardı. Ekranda Ali Koç, Acun Alıcalı, Beyaz vardı. Hattımda da TL vardı. Ben de bağış yaptım. Bağış yaptım çünkü Fenerbahçe zor durumdaydı. Fenerbahçe ile ilgili bir hayalim yok. Yaşadığımız yer belli. Olmayacağı için hayal kurmuyorum. Olmaz ama Fenerbahçe’nin bir yerinde çalışmak isterdim. Ne olursa olsun” dedi.

“İŞİNİ BEĞENMEYENLER GELSİN, ŞURADA 10 DAKİKA GEÇİRSİN” 

Ailenin en büyüğü baba Abdullah Karaman ise, “1987’den beri yapıyorum. 56 yaşındayım. Mersin, Hatay, Maraş, Kayseri’de aynı işi yaptık. 7 senedir Aydın’dayım. Bozdoğan, Nazilli’de de yaptık. Çıkan malzemeleri satıyoruz. Sıcakta çalışamıyoruz. Normal zamanda aylık 3 bin lira kazanıyoruz. 3 oğlan var. Bir gelin, iki torun var. Başaran’da tesis yapılıyor artık bize ihtiyaç kalmayacak. Bilmiyoruz ne olacak?” dedi. İşini beğenmeyip yakınanlara seslenen Karaman, “Her iş zor iş, yorucu iş derler. Diğer işlere zor diyenler, işini beğenmeyenler buraya gelip 10 dakika dursunlar, göreyim” dedi. Karaman, çocuklarının hiçbirinin okula gidemediğini sözlerine ekledi.

“TÜRK-KÜRT KARDEŞTİR” 

Naylon çadırlardan oluşan evlerinin girişine Türk bayrağını asan anne Fatma Karaman, “Türk-Kürt kardeştir. Ben 2 oğlumu da askere gönderdim. Şeker hastalığı, kolesterol, tansiyon, sinir, 50 senedir rezil olduk dağ başlarında. Su yok, elektrik yok. Çay, ekmek, yağ yok. Biri olsa, biri yok. Yapmasak ekmek yok. Sivrisinekler içinde yaşıyoruz hep birlikte” şeklinde konuştu.