Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Aydın Kadın Kolları İl Başkanı Ayşe Özdemir, son dönemde yaşanan kadın cinayetleriyle ilgili açıklamalarda bulundu. Kadın cinayetlerinin önlenmesi gerektiğini vurgulayan CHP’li Özdemir, bu doğrultuda gerekli adımların bir an önce atılması gerektiğini vurguladı. Kadın cinayetlerinin ülkenin kanayan yaralarından biri olarak her geçen gün artarak toplumun vicdanını sızlatmaya devam ettiğini kaydeden Başkan Özdemir, son iki günde yaşanan kadın cinayetlerinin maalesef cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda hâlâ ciddi adımların atılmadığını acı bir şekilde ortaya koyduğunu söyledi.
“TAHAMMÜLÜMÜZ YOK”
CHP’li Özdemir, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Narin’in kaybının yarası henüz tazeyken, ve ölümünün ardındaki sırlar hala aydınlatılmamışken, iki genç kızımızın da katledilmesi, kadınların, çocukların bu ülkede ne denli güvensiz bir ortamda yaşamak zorunda bırakıldığını kanıtlıyor. Artık bu vahşetlere karşı daha fazla sessiz kalınmamalı. Kadınların, çocukların yaşam hakkını korumak, her bireyin ve her kurumun öncelikli sorumluluğu olmalıdır. Hükümet, bu vahim tablonun sorumluluğunu üstlenip kadın cinayetlerinin önlenmesi için somut adımlar atmak zorundadır. Çünkü bu ülkede bir kadının daha eksilmesine tahammülümüz yok! Kadına yönelik şiddet yalnızca bireysel bir sorun değil, toplumsal bir meseledir. Bu şiddet, toplumsal cinsiyet rolleri, erkek egemenliği ve devletin yetersiz politikalarıyla körüklenmektedir. Bu bağlamda, sorumluluğu yalnızca faillerin üzerine yıkmak yetersizdir, zira devlet, kadınların yaşam hakkını koruma yükümlülüğünü yerine getiremiyor. İstanbul Sözleşmesi gibi uluslararası antlaşmalardan çekilmek, bu mücadeleyi daha da zayıflatmış, kadınları korumasız bırakmıştır.”
“MÜCADELEDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ”
Özdemir, açıklamasını şu sözlerle tamamladı: “İktidar, kadınların yaşam hakkını korumak için etkin ve kararlı bir politika yürütmek zorundadır. Yasalar kağıt üzerinde kalmamalı, adalet sistemi kadınlar lehine işleyecek şekilde reformdan geçmelidir. Ancak ne yazık ki mevcut hükümetin bu konuda gerekli adımları atmaktan uzak olduğunu görüyoruz. Kadın cinayetlerini durdurmak, sadece polisiye tedbirlerle değil, toplumsal zihniyet dönüşümünü hedefleyen eğitim politikalarıyla mümkün olacaktır. Bizler, kadınların yaşam hakkını korumak ve toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak adına, bu mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz. Türkiye’de kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin son bulması için daha güçlü, daha kararlı bir şekilde sesimizi yükseltecek ve adaletin sağlanması için elimizden geleni yapacağız. Kadınlar yaşasın, adalet yerini bulsun!”