'Depresyondayım' kelimesi hayatlarımızın vazgeçilmezleri arasında yerini aldı diye düşünüyorum. Özellikle üzgün, çaresiz, karamsar ya da mutsuz insanların dilinden düşmeyen bir kelime bu. Depresyonun ne anlam ifade ettiğini konuşalım istiyorum. Depresyon ne demek?

Depresyon, kişinin duygusal, zihinsel ve fiziksel sağlığını etkileyen, uzun süre devam eden bir ruh hali bozukluğudur. Genel olarak, depresyon; aşırı üzüntü, umutsuzluk, değersizlik duyguları ve yaşamın anlamını kaybetme gibi belirtilerle kendini gösterir. Bu durum, sadece moral bozukluğu ya da geçici bir üzüntü durumu değildir. Depresyon, kişinin günlük işlevselliğini etkileyebilir, iş ya da okul gibi sorumluluklarda aksamalara, sosyal ilişkilerde kopmalara ve genel olarak yaşam kalitesinin düşmesine yol açabilir.

Fe582Bea11Fdbae857694B72Aa46F0A6

Depresyon, kişinin hayatını etkileyen olumsuz bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Peki neden depresyona giriyoruz?

Depresyonun nedenleri karmaşıktır. Biyolojik, genetik, çevresel ve psikolojik faktörlerin birleşimiyle ortaya çıkabilir. Stres, travmalar, kayıplar ya da uzun süreli baskılar depresyonu tetikleyebilir. Ayrıca, beyin kimyasındaki dengesizlikler, depresyonun gelişiminde rol oynayabilir. DSM 5’e göre depresyon kriterleri; ister ve ilgi azalması, depresif duygudurum, uyku ve iştahta azalma veya artma, psikomotor yavaşlama, suçluluk, konsantrasyon güçlüğü, enerji azalması ve kendine zarar verme düşünceleridir. Bu belirtilerin şiddeti kişiden kişiye değişebilir.

Cagimizin Hastaligi Depresyon Artik Kendini Gizleyemiyor 544751 4E1Dbf09246A2A3546491A00Ae98B32E

Birçok insan bu belirtilerle mücadele ediyor. Depresyon yaygın bir rahatsızlık diyebilir miyiz?

Evet. Depresyon, en yaygın ruhsal hastalıklardan birisidir. Her yaş grubunda görülebilir ancak 25-44 yaş arasında daha sık rastlanılır. Kadınlarda erkeklerden iki kat daha fazla görülür. Yaşlı nüfusta da en sık rastalanan psikiyatrik sorundur. Depresyon, yalnızca bir ‘ruh hali’ değil, ciddiye alınması gereken bir durumdur. İyi bir tedavi ile iyileşmek mümkündür ve yardım almak bu süreçte çok önemlidir. Tedavi genellikle psikoterapi (bireysel terapi, bilişsel davranışçı terapi gibi) ve ilaç tedavisini içerir. Tedavi süreci, kişiye özel olarak belirlenir ve profesyonel bir uzmandan alınacak destekle daha etkili olabilir. Bu yüzden depresyon belirtileri gösteren biri, mutlaka bir uzmandan yardım almalıdır.

Cagimizin Hastaligi Depresyon Artik Kendini Gizleyemiyor 544751 04810E7Df81970Db2Dc97Cd324D91629

Peki, depresyon tek başına bir rahatsızlık olarak mı giriyor hayatımıza yoksa depresyonun aşamaları var diyebilir miyiz?

Depresyon aşamaları olan bir hastalıktır. Hafif, orta ve şiddetli derecelerle sınıflandırılabilir ve her aşama farklı tedavi yaklaşımları gerektirir. Bu aşamalar, bireyin hissettiklerinin ve yaşam kalitesinin ne kadar etkilendiğine göre değişir. İlk evre, hafif depresyondur. Hafif depresyon, kişiyi günlük yaşamında rahatsız eden ancak işlevselliğini çok fazla bozmayan bir durumdur. Bu aşamada kişi, genel olarak hayattan eskisi gibi keyif almaz, biraz daha yorgun hissedebilir ve günlük aktiviteler için motivasyon eksikliği yaşayabilir. Ancak yine de iş, okul gibi sorumlulukları yerine getirebilir. Genellikle ilaç tedavisine gerek duyulmaz. Psikoterapi yöntemleri, bireyin olumsuz düşünce biçimlerini fark etmesine ve bunları daha sağlıklı bir şekilde değiştirmesine yardımcı olabilir. İkinci evre, orta düzey depresyondur. Orta dereceli depresyon, daha belirgin semptomlarla seyreder. Kişi genellikle günün çoğunda üzgün hisseder, enerji kaybı yaşar ve sosyal ilişkilerde belirgin kopmalar olabilir. İşte bu aşamada, günlük işlevsellik daha çok etkilenir ve kişisel bakıma, iş veya okul performansına zarar verebilir. Kişinin kendine duyduğu güven ve değersizlik duyguları daha yoğun hale gelir. Eğer süreci yönetmekte zorlanıyorsak, ilaç desteğine ihtiyaç duyulabilir. Üçüncü evre ise, şiddetli depresyondur. Kişinin genel işlevselliğini ciddi şekilde bozar. Kişi, çoğu zaman hayatın anlamını kaybetmiş hisseder, yoğun umutsuzluk ve çaresizlik duyguları yaşar. İş, okul ve kişisel bakımda önemli aksaklıklar olabilir. Şiddetli depresyon, intihar düşünceleri veya kendine zarar verme davranışları ile birlikte görülebilir. Şiddetli depresyonun tedavisinde genellikle antidepresan ilaçlar kullanılır ve tedaviye başlanması önemlidir. İlaç tedavisi doktor gözetiminde düzenli olarak izlenmelidir.

Cagimizin Hastaligi Depresyon Artik Kendini Gizleyemiyor 544751 8963D3Bb27E4Da4Beeb85E8783C0C8Ff

O zaman kendini psikolojik anlamda her kötü hisseden kişi depresyondadır diyemeyiz, doğru mu?

İnsanlar zaman zaman kendilerini kötü hissedebilir. Üzülüp mutsuz olabilirler, ancak bu durum depresyonda oldukları anlamına gelmez. Depresyon, geçici ruh halleri ve duygusal dalgalanmalardan farklı olarak, daha derin, sürekli ve belirgin bir psikolojik durumdur. Kötü hissetmek, her bireyin deneyimlediği bir duygudur ve çoğu zaman dış etkenlere bağlı olarak ortaya çıkar. Örneğin, stresli bir gün, bir kayıp, ilişki sorunları gibi. Depresyon, sadece birkaç gün ya da birkaç saat süren bir ruh hali değildir. Kişi iki hafta ve daha uzun süre üzüntü, boşluk hissi, umutsuzluk ve yaşamın anlamını kaybetme gibi duygular yaşar. Herkes zaman zaman kötü hissedebilir. Bu yaşadığımız deneyimlerle, stresle, zorlayıcı bir durumla başa çıkmaya çalışırken sıkça karşılaşılan bir duygudur. Ancak bu, depresyon olarak tanımlanamaz. Kötü hissedilen bir dönem, genellikle geçici olabilir ve daha sağlıklı bir şekilde atlatılabilir. Önemli olan, kişinin bu durumu nasıl hissettiği ve bundan nasıl etkilendiğidir.

Cagimizin Hastaligi Depresyon Artik Kendini Gizleyemiyor 544751 7958A6D7883Ae11D488715E644Aa31E9

Peki, kişi gerçekten depresyonda olduğunu farkedebilir mi? Bunun kriterleri neler olarak çıkıyor karşımıza?

Bir kişi depresyonda olup olmadığını bazı belirti ve duygusal değişimlerle fark edebilir. Ancak, depresyonun tanısını koymak ve ne kadar ileri seviyede olduğunu anlamak, bir psikolog ya da psikiyatrist tarafından yapılmalıdır. Yine de, bir kişi, kendi duygusal ve fiziksel durumunu gözlemleyerek depresyon hakkında bazı belirtiler fark edebilir. Depresyon, genellikle kişinin yaşam kalitesini ve günlük işlevselliğini etkileyen bir durumdur, bu nedenle bazı belirtiler belirgin hale gelebilir. Eğer kişi, günün çoğunda üzgün, boş veya umutsuz hissediyorsa, bu duygu bir haftadan daha uzun bir süre devam ediyorsa, genellikle aşırı yorgun hissediyorsa, fiziksel ya da zihinsel olarak bir şeyler yapma konusunda isteksizse, yemek yemeye uyku düzeninde değişiklikler yaşıyorsa, kendini değersiz ve yetersiz hissediyorsa depresyon düşünülebilir. Depresyonun ileri aşamalarında, kişi kendine zarar verme ya da intihar düşünceleri geliştiriyor olabilir. Bu çok ciddi bir durumdur ve hemen profesyonel yardım alınması gerekir.

İnsanlar genel anlamda, yaşadıkları psikolojik rahatsızlıkları ilk farkettikleri zamanlarda bir bekleme süreci yaşıyorlar. Hissettikleri durum karşısında, 'Nasıl olsa geçer' diye bekleyen çok sayıda insan var. Depresyon konusunda tedaviye yanaşılmaması konusunda ne düşünüyorsunuz?

Didim'de sağanak yağış etkili oldu: Sokaklar dereye döndü Didim'de sağanak yağış etkili oldu: Sokaklar dereye döndü

Birçok insan, depresyonun belirtilerini fark etmesine rağmen, depresyona yönelik adım atmakta zorlanabilir. Bunun birkaç farklı nedeni olabilir. Depresyon, karmaşık bir durumdur ve kişisel, kültürel ve toplumsal faktörler bu süreci etkileyebilir. Kişiler bazen kendi ruhsal durumlarını tam olarak tanımlayamaz veya tedaviye başvurmanın gerekli olmadığını düşünebilirler. Birçok kişi depresyonu yalnızca üzüntü ya da moral bozukluğu olarak görür. Aksine depresyon, duygusal, zihinsel ve fiziksel sağlık üzerinde derin etkiler yaratan, kronik bir rahatsızlıktır. Ayrıca bazı kişiler, depresyonu kabul etmekte zorlanabilir. Çünkü depresyon, kişinin yaşamını, duygusal dengesini ve düşünce yapısını derinden etkiler ve kabul edilmesi zor bir durum olabilir. Birey, ‘bu sadece geçici bir dönem’ veya ‘ben güçlü biriyim, bunu atlatabilirim’ gibi düşüncelerle durumu görmezden gelmeye çalışabilir. Son olarak birçok kişi, psikolojik rahatsızlıkları hala tabu olarak görebiliyor. Bu tür bir bakış açısı, bireylerin depresyonu kabul etmelerini ve yardım almalarını engelleyebilir.

Melankolik Depresyon Nedir

Kadınlar ruh hastalıklarına yakalanma oranlarının erkeklere göre daha fazla olduğunu duymuştum. Bunun doğruluk payı var mı?

Kadınların ruhsal hastalıklara, özellikle depresyona daha yatkın olmalarının birçok biyolojik, psikolojik ve toplumsal nedeni vardır. Kadınlarhormonel değişimlere daha duyarlıdırlar; menstrüasyon, hamilelik, doğum sonrası ve menopoz gibi dönemlerdeki biyokimyasal dalgalanmalar, depresyon gibi duygusal bozuklukları tetikleyebilir. Ayrıca, toplumsal cinsiyet rolleri ve kadınların duygusal yük taşıma sorumlulukları da ruhsal sağlık üzerinde olumsuz etkilere yol açabilir. Kadınlar, daha duyarlı ve empatik olduklarından, duygusal deneyimlerini yoğun yaşar ve daha fazla duygusal destek arayabilirler. Kadınlar depresyona daha kolay girebilirken, erkeklerin depresyondan iyileşmesi daha zor olabilir. Kadınlar depresyonu daha erken fark edebilir ve bu konuda yardım alma eğilimindedirler. Erkekler ise toplumsal baskılar nedeniyle duygusal zorluklarını gizleyebilir, bu da depresyonun geç fark edilmesine ve tedavi sürecinin uzamasına yol açabilir. Erkeklerde depresyon, genellikle sinirlilik, öfke ve madde kullanımı gibi davranışsal değişikliklerle kendini gösterebilir. Kadınlar daha geniş sosyal ağlara sahip olup, bu ağlardan duygusal destek alarak iyileşme sürecini hızlandırabilirler.

Depresyon Kapak 960X450

Depresyonun farklı rahatsızlıkları da beraberinde getirebilir mi? Örneğin, Panik Atak tetiklenebilir ya da hayatımızda birden bire ortaya çıkabilir mi?

Son yıllarda depresyon, panik atak, uyku bozukluğu gibi rahatsızlıkların daha fazla duyulması bu hastalıkların artmasından ziyade, toplumun psikolojik sağlığa daha fazla dikkat etmeye başlaması ve mental sağlık konusunda daha fazla konuşulmasıyla da ilgili olabilir. Bunun yanı sıra, modern yaşamın getirdiği hız ve rekabet, birçok kişiyi aşırı strese sokuyor. Sürekli bir yetişme baskısı, iş ve özel hayat arasındaki dengeyi zorlaştırarak, hem fiziksel hem de psikolojik sağlık üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Ekonomik krizler, işsizlik ve maddi zorluklar, ruhsal sağlığı ciddi şekilde etkileyebilir. Sürekli stres, özellikle panik atak ve depresyon gibi rahatsızlıkları tetikleyebilir. Ayrıca sosyal medya, son yıllarda hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Sürekli olarak başkalarının yaşamlarıyla karşılaştırma yapmak, mükemmel hayat algısı yaratabilir ve bu da kaygı, depresyon ve düşük benlik saygısı gibi duygusal sorunlara yol açabilir. Dijital dünyanın hızlı gelişimi ve sürekli bilgi akışı, zihinsel yorgunluk ve tükenmişlik hissi yaratabilir. Bilgi kirliliği, insanların sürekli olarak her şeyin farkında olma zorunluluğuyla baş etmeye çalışmasına yol açabilir.

Depresyon Nedir

Modern çağ, psikolojik rahatsızlıkları artırıyor dememiz mümkün mü?

Modern yaşam, psikolojik rahatsızlıkların artışında etkisi vardır. Şehirleşme, betonlaşma ve doğadan uzaklaşma gibi faktörler, bireylerin ruhsal sağlıklarını derinden etkileyen çevresel ve toplumsal dinamiklerdir. İnsanların doğayla iç içe vakit geçirmemesi, stres seviyelerinin artmasına, konsantrasyon sorunlarına ve duygusal iyileşmenin yavaşlamasına yol açabilir. Doğal çevrelerden yoksun kalmak, kaygı ve depresyon gibi duygusal bozuklukları artırabilir. Büyük şehirlerde, fiziksel yakınlık olsa da duygusal mesafelerin arttığı, sosyal bağlantıların zayıfladığı ve yalnızlık hissinin yayıldığı bir ortam ortaya çıkmaktadır. Bu durum, ruhsal sağlık üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir ve depresyon, anksiyete gibi sorunlara yol açabilir. Sosyal izolasyon, psikolojik bozuklukların gelişmesine zemin hazırlayabilir. Özetlemek gerekirse, modern yaşamın getirdiği şehirleşme, doğadan uzaklaşma, yalnızlık, dijital bağımlılık, aşırı rekabet ve tüketim kültürü gibi faktörler, bireylerin psikolojik sağlığını zorlayabilir. Ancak doğa ile daha fazla zaman geçirmek, stres yönetimi, sağlıklı sosyal bağlar kurmak ve dijital detoks gibi yaşam tarzı değişiklikleri, bu sorunları önleyebilir ve ruhsal sağlığı iyileştirebilir. Kent hayatının zorluklarıyla başa çıkabilmek için bilinçli olmak ve sağlıklı alışkanlıklar geliştirmek önemlidir.

Timthumb.php

Depresyon konusunda ne gibi çözüm önerilerinden bahsedebilirsiniz? - İnsanlar depresyonla karşı karşıya kalmamak için neler yapmalı?

Modern şehir yaşamının yoğunluğu, anksiyete, stres ve depresyon gibi duygusal zorlukları artırabilir. Ancak bu zorlukların farkında olarak, kendimize uygun çözüm yolları bulmak mümkündür. Kent hayatı içinde ruhumuza nefes aldırmak için çeşitli stratejiler geliştirebiliriz. Mindfulness pratiği, anı yaşamanızı sağlar ve düşüncelerinizi yargılamadan kabul etmenize yardımcı olur. Doğayla vakit geçirmek, ruhsal iyileşmeye katkı sağlar; doğa ile bağlantı kaygıyı azaltır ve huzur verir. Dijital detoks, teknoloji kullanımını sınırlamak, özellikle akşamları ekranlardan uzak durmak, zihni dinlendirebilir. Düzenli fiziksel aktivite, mutluluk hormonlarını artırarak ruh halini iyileştirir. Sosyal bağlar kurmak ve destekleyici ilişkiler, yalnızlık hissini azaltır. Kendi ihtiyaçlarına saygı göstermek, kişisel zaman ayırmak ve rahatlatıcı aktiviteler yapmak, ruhsal dengeyi destekler. Ayrıca, stres yönetimi teknikleri ve içsel denetim geliştirmek, zihinsel rahatlama sağlar. Sonuçta, bu adımlar, kent yaşamının getirdiği zorluklarla başa çıkmak ve sağlıklı bir yaşam sürmek için önemlidir.

Depresyon

Depresyon, yaşamı olumsuz etkilemeden uzman yardımı almak önemli diye düşünüyorum. Tedavi süreci nasıl gelişiyor?

Depresyon tedavisi kişiye özel olarak şekillendirilir. Psikoterapi, depresyon tedavisinde en etkili yöntemlerden biridir. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), depresyonu tedavi etmek için yaygın olarak kullanılan bir yaklaşımdır. BDT, bireylerin olumsuz düşünce kalıplarını fark etmelerine ve bunları daha sağlıklı düşüncelerle değiştirmelerine yardımcı olur. İlaç tedavisi de depresyon tedavisinde sıklıkla tercih edilen bir yöntemdir. Antidepresanlar, beyindeki kimyasal dengeyi düzeltmeye yardımcı olur ve semptomların hafiflemesine katkı sağlar. Ancak ilaç tedavisi genellikle psikoterapiyle birlikte kullanılır. Ek olarak, sağlıklı yaşam tarzı değişiklikleri, yoga, meditasyon ve egzersiz gibi eklektik yöntemler de depresyonun yönetilmesinde önemli bir rol oynar.

Depresyon 01 1200X480

Depresyon sadece ülkemizde değil dünya genelinde mücadele edilen psikolojik bir rahatsızlık. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Depresyon, dünya genelinde son yıllarda belirgin bir artış göstermektedir ve bu artış, birçok karmaşık etmenin birleşimiyle açıklanabilir. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre, 2015 yılında dünya nüfusunun yaklaşık %4'ü depresyon geçirmişken, bu oran son on yılda %18 artarak 2025 itibarıyla 322 milyona ulaşmıştır. Türkiye’de de benzer bir yükselme gözlemlenmiş olup, 2021 yılı itibarıyla depresif bozukluklarda Türkiye, dünya genelinde en fazla artış gösteren ülkelerden biri olmuştur. Depresyonun yaygınlığındaki bu artış, yalnızca bireyler için değil, toplum sağlığı için de önemli bir tehdit oluşturmaktadır. Özellikle pandemi süreci, ekonomik belirsizlikler ve sosyal izolasyon gibi faktörler depresyonun hızla yayılmasına neden olmuş, depresyon vakalarında %28’lik bir artışa yol açmıştır. Ayrıca, depresyon riskini artıran genetik faktörler, biyolojik yatkınlıklar ve çevresel etmenler de göz önünde bulundurulduğunda, bu hastalığın her geçen yıl daha büyük bir toplumsal sorun haline geldiği söylenebilir. Çocukluk döneminde depresyon oranı %1,7 civarındayken, ergenlik dönemiyle birlikte bu oran %20'ye kadar çıkmaktadır. Yetişkinlikte ise depresyon, özellikle 55-65 yaş arasındaki bireylerde daha yaygındır. Bu yaş grubunda, depresyonun genellikle daha ciddi ve uzun süreli seyir izlediği gözlemlenmektedir. Türkiye Ruh Sağlığı Profili Çalışması'nda, kadınlarda 12 aylık depresif nöbet yaygınlığının %5,4, erkeklerde ise %2,3 olduğu belirtilmiştir. Bu bulgular, kadınların biyolojik, psikolojik ve toplumsal faktörler nedeniyle depresyona daha yatkın olduklarını ortaya koymaktadır.

Muhabir: AYLİN ESER