1977 yılında Denizli’de doğan Derya Kavakdere, ilkokul, ortaokul ve lise eğitimini burada tamamladı. Üniversite eğitimini Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde sürdüren Kavakdere, ardından açıköğretim yoluyla yönetim ve organizasyon bölümünü bitirdi. Eğitim hayatının ardından kariyerine hızlı bir başlangıç yapan Kavakdere, Atasever Şirketler Grubu’nda stajyer olarak ilk adımını attı. Bir süre turizm sektöründe de çalışan Kavakdere, aradığı ışığı bu sektörde bulamayınca yeniden satış işine yöneldi ve 9 yıl boyunca mağaza sorumlusu olarak görev aldı.
Kariyerinde kısa sürede başarılarıyla adından söz ettiren Kavakdere, Kuşadası’nın emlak sektöründe öncü isimlerinden biri olan Ev Avcısı firmasında gayrimenkul danışmanı olarak görevine devam etmektedir. Aynı zamanda çalıştığı kurumlarda eğitmenlik, mentorluk ve koçluk eğitimleri de veren Kavakdere, eğitmenliğin bitmeyen bir öğrencilik olduğunu belirterek, özel bir akademide psikoloji eğitimleri almaya devam ettiğini ifade etti.
- Emlak sektörü tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yelpazesi çok geniş bir sektör. Peki, Gayrimenkul Danışmanı olmaya nasıl karar verdiniz?
Gayrimenkul Danışmanı olmadan önce çalıştığım şirketten ayrılma kararı aldığım zaman kesinlikle patron, müdür, şef gibi statülerin olmadığı bir yerde çalışmaya karar vermiştim. Aklımdaki bu plana en uygun yerin de gayrimenkul sektörü olduğunu gördüm ve bu sebeple sektöre adım attım. Sektörde eğitim videoları çektiğim bir zaman diliminde, Ev Avcısı firması ile yollarımız kesişti. Ev Avcısı, Kuşadası’nda 2020 yılının 11. ayında kurulmuş bir firma ve firmanın kurucusu Atilla İşler ile Remax/Pasha’da eğitim videoları çektiğim dönemimde tanıştık. Reklam, pazarlama, video ve prodüksiyon işlerindeki tüm tecrübelerini emlak sektörüne aktarmakta çok başarılı ve de dijital olarak sosyal medya kanallarında dikkat çekecek işler yaptıkları için onlarla çalışmaya karar verdim. Sektöre başladıkları ilk aylardan itibaren farklı bir bakış açısıyla, 3,5 yıl içerisinde gayrimenkul satış ve pazarlamasında ve özellikle sosyal medya ve dijital pazarlamada çok yol kat ettiler. Başarılı işlere imza attan şirket, önümüzdeki dönemlerde, Kuşadası ve Ege bölgesindeki gayimenkulleri yurtdışına farklı dillerde pazarlamak üzerine dijital platformla kurmayı hedefliyor. Bu takımın bir parçası olarak sevdiğim işte yeteneklerimi sektörle buluşturabilmek maddiyattan çok manevi anlamda bana huzur ve mutluluk veriyor. Sektörün en keyifli yanı zamanınızı, kazancınızı kendi performansınız belirliyor. İnsanları seven bir yapıya sahipseniz bu sosyal iş insanı gerçekten tatmin ediyor.
- Peki, Gayrimenkul Danışmanı olmanın hiç zor yanı yok mu?
Her iş kolunda olduğu gibi bizim sektörün de zor yanları var elbette. Bu işte, sürekli bir kazanç sistemi oluşturmanız gerekiyor. Stratejik planlamalar yaparak müşteri ve satış odağınızdan ayrılmadan başarılı iş çıkartabilmek için çalışıyorsunuz. Veri analizleri, iletişim zorlukları, teknolojik zorluklar bu işin olmazsa olmazları arasında yer alıyor diyebilirim. Planın dışında kaldığınız zaman satış ve iş yapma kaygısı sizi çok çabuk demoralize ediyor.
- Emlak sektörünün zorluklarından bahsetmişken sormak istiyorum, bir kadın olarak sektörde zorluk yaşıyor musunuz?
Sektörde belli bir zamana kadar satış görevi erkekler tarafından yürütülüyordu. Ancak zaman içerisinde kadınların saha içerisinde aktif olarak görev yapma oranlarını artırmak müşterilerin sahip olduğu pozitif bakış açısına da farklı bir boyut ve soluk getirdi. İşin estetik boyutu da var elbet. Kadınların hayatın içerisinde var olan titizlik anlayışı ofis içinde başlayarak satışın son anına kadar kendini belli ediyor. Bu titizlik ve düzen anlayışları kadının empati yeteneği ile de birleşince, kadının emlak sektöründeki takım ruhuna olan uygunluk ve yatkınlığını zaten ister istemez ortaya çıkartıyor. Sektörde kadın olmak aslında çok artısı olan bir durum çünkü ev alma kararını çoğunlukla kadınlar veriyor. Kadınlar stratejik konularda daha nokta atışı kararlar verebiliyorlar. Ev alırken de nasıl bir strateji kullanacaklarını çok iyi biliyorlar. İletişim kurabilmek erkeklere oranla kadınlar için daha kolay. Sadece emlak sektöründe değil kadınların bulunduğu hemen birçok alanda içtenlik daha ön planda oluyor. Eksi yanlarından bahsedecek olursam, sektörde akıllarıyla ve kadınsal özellikleri ile iş yapanlar bazen birbirine karıştırılabiliyor. Bu yüzden sektördeki kadınların kendilerini ispatlamaları ve geliştirmeleri gerekiyor. Sektörde kadın olmak aslında durum ve şartlara göre kendince şekilleniyor diyebilirim.
- Hayatın her alanında rekabet kelimesi ile karşılaşıyoruz. Rekabetin emlak sektörüne yansımalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Kuşadası’nda, kıyasıya bir rekabetten söz edebilir miyiz?
Rekabet kelimesi emlak sektörünün de olmazsa olmazı diye düşünüyorum. Kuşadası için konuşacak olursam bu işi yapan çok sayıda emlak danışmanı var. Ancak rekabet kapsamında düşünüldüğü zaman en büyük sıkıntı bu işi meslek edinmemiş birçok kişinin işin içerisinde olması. Sektörde uyulması gereken prosedürlerin dışında bir işleyişin olması hepimizi için olumsuzlukları da beraberinde getiriyor. Birçok firma bu bakış açısı içerisinde danışmanlar çalıştırıyor ve yetkisiz portföylerle emlak piyasası yürütülmeye çalışılıyor. Tabi ki yüksek harç bedelleri vergiler de konunun içinde yer alıyor. Danışmanların gider gösterebilecekleri kalemlerin çok az olması da ayrı bir konu. Sektörde yanlış olan çok fazla konu ve işleyiş var. İşin düzeltilme kısmı için çok fazla zaman harcanılacağını düşünüyorum. Yine de bence en büyük eksiklik mesleki etik. Mesleki etiğin olmadığı bir sektörde rekabetin adil şartlarda yapılacağı ne kadar doğru veriler getirebilir ki? Bu konu için meslek odaları ve STK’ların çok ciddi çalışmalar yaparak gerektiği yerde yaptırımlar uygulaması gerekiyor. Aksi halde zaten rekabet her sektörde var ve işe heyecan ve dinamizm katıyor.
- Kuşadası emlak sektöründe ne durumda? Özellikle emlak alım satımı konusunda cazip kentler arasındayız diye bir biliyorum, siz ne düşünüyorsunuz?
Kuşadası, gayrimenkul sektöründe çok ciddi anlamda para getirisi olan bir pazar. Yurtiçi ve yurtdışından ciddi anlamda bir talep var. Pandemi sürecinden sonra bu talep katlanarak arttı. Şu anda Kuşadası’nda bu duruma paralel bir imalatta söz konusu. İnsanlar, yatırım için Kuşadası’nda daire, villa, yazlık ve kışlık ev şeklindeki seçenekleri tercih ediyor. Kuşadası’nın liman kenti şehri olması, iklimsel özellikleri ve vatandaşların hem yaz hem de kış aylarında oturabilecekleri bir konumda olması, havaalanına ve İzmir ya da Aydın gibi merkezlere de yakın oluşu, Kuşadası’nı daha cazip bir merkez haline getiriyor. Yine köy yaşamına özlem duyanlar ya da doğa ile iç içe yaşayarak, ekolojik tarıma dahil olmak isteyenler için de Kuşadası farklı seçenekler sunabiliyor. Lokasyon olarak Kuşadası muhteşem bir yerde. İklimi de yine kenti cazip konuma getirmek için farklı bir etken olarak önümüze çıkıyor. Kuşadası bu kadar yaşanabilirliği içinde barındırdığı için de ister istemez talep fazla oluyor.
- 2023-2024 sezonları çerçevesinde konuşursak iki sezon arasında neler yaşandı?
2023-2024 sezonlarına baktığımız zaman çok ciddi bir düşüş yok gayrimenkul anlamında. Çok az bir fark var. Türkiye’de, gayrimenkul ciddi anlamda bir yatırım aracı olarak görülüyor. Geleneksel bir yatırım aracı denilebilir. Ev fiyatları, Pandemi’den sonra özellikle birden bire yükseliş gösterdi ancak buna paralel olarak maliyetler de yükseldi. İmalat yapanlar açısından bakarsanız, her şeye yüzde 70’lerin üzerinde bir zam oldu. Gayrimenkul sektöründe de fiyatları etkileyen konu her şeyde olduğu gibi enflasyon oldu. Beklenen zaman diliminde fiyatlar düşer mi diye soruyorlar. Bu ortamda çok ta düşüş beklemek doğru olmaz. Belki bir kaç sene sonra normale gelebilir. Özellikle kiraların çok yükselmesi vatandaşlara pişmanlık yaşattı. İnsanlar yüksek meblağlar vererek kira ödemek yerine, kredi çekerek ya da ellerindeki farklı yatırımları değerlendirme yoluna giderek ev sahibi olmaya çalışıyorlar. İnsanların yaşarken ihtiyaçları zaten yeme, içme ve barınmadan ibaret. İnsanın evini alması bir lüks değil bir gereklilik ve bunun yanında da bir yatırımdır.
- Özellikle son birkaç yılda kira artışları vatandaşları fazlasıyla zorladı. Ev sahibi mi kiracı mı haklı sorusu geldi gündeme. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bugün kira artışları konusunda suçlu bir taraf yok. Hem ev sahibi hem de kiracı haklı. Bugün enflasyon ile karşılaştırdığımız zaman kira fiyatlarının çok düşük kaldığını görmekteyiz. Sadece yatırım için değil, emekli olup ta o ev kirasından elde ettiği gelirle geçinen insanlar var. Kira artışları konusunda kimseyi yargılamamak lazım. Bu noktada çok ciddi kiracı problemleri çıktı. Ancak ihtiyacı olan alıcı için de satıcı için de fiyatlar daha mantıklı bir hale gelmeye başladı. Sonuç olarak bir ev insanın en doğal ve gerekli ihtiyacıdır ve insanlar bu konuya bu perspektiften bakarak hareket etmeye çabalıyorlar. Bizler için yuva kavramı hayatın içerisinde çok büyük öneme sahiptir. İnsan gün içerisinde hayat mücadelesine devam ettikten sonra evine gelir ve sevdiği insanlarla yine o çatı altında birlikte olur zaman geçirir. Aynı çatı altında tedavi eder kendisini. Dışarıda kuşandığı tüm zırhlarını eve geldiğinde çıkartır. Ev sahibi olmak bu nedenden dolayı çok önemlidir.
- Sektörde varmak istediğiniz noktaya ulaştığınızı söyleyebilir miyiz? Genç danışmanlara tavsiyeleriniz var mı?
Benim hedefim, aslında sektörde eğitmenlik ve koçluk yapmak. Bu işi yapacak genç arkadaşlarımıza ilham kaynağı olarak, gelecekte sektöre ışık tutmak istiyorum. Bunun yanı sıra sektördeki heyecan ve maddi kazanç ta fazla. O yüzden ikisini beraber yürütmeye devam ediyorum. Varmak istediğim noktaya mental ve mesleki pozisyon olarak ulaştım ancak maddi anlamda varmak istediğim noktada değilim. Kuşadası’nda belirli bir hedef kitlem var ve bu doğrultuda işimi severek ve ilk başladığım heyecanla yapmaya devam ediyorum. Kişisel gelişim anlamında tek bir kişinin hayatında farkındalık yaratabilirsem bu benim için çok büyük bir başarı ve motivasyon olacak. Gençler, bizlerden sonra bu bayrağı devralacaklar. Bu çerçevede işi severek yapan çok sayıda kardeşimiz var. Kendilerini çok iyi tanısınlar ve ona göre ruhlarında girişimcilik ve cesaret varsa bu sektöre girsinler. Bir duruşları ve prensipleri olsun. Her zaman emeklerine sahip çıksınlar. Düzgün, ahlaklı ve çalışkan bir danışmanlar tüm şirketler çalışmak ister. En önemlisi de kendilerini geliştirsinler. Öğrenme hayat boyu süren bir durumdur bunu asla unutmasınlar. Gayrimenkul Danışmanı olmalarını tavsiye ediyorum çünkü bu iş sosyalleşmeyi, eğlenceyi kısacası maddi ve manevi anlamda sürprizleri beraberinde getiriyor. Yolları ve bahtları açık olsun.
- Kuşadası’nda sanat ve sanatçının gelişime sağlanan katkının mimarlarından biri Derya Kavakdere
Derya Kavakdere, Kuşadası’nda gayrimenkul sektöründe başarılı bir isim olmanın yanı sıra, kentte sanat ve sanatçının gelişimine katkılarıyla da tanınmaktadır. 25 yılı aşkın bir süredir tiyatroya adadığı hayatıyla, yazıp yönettiği ve sergilediği oyunlarla Kuşadalıların gönlünde iz bırakmıştır. Yakın zamanda sahnelenen “Yine Bir Gülnihal” adlı tek perdelik alaturka müzikalde yönetmenlik yapan ve oyun boyunca farklı karakterlere bürünen Kavakdere, sanata duyduğu aşkı bir kez daha gözler önüne sermiştir. Kuşadası’nda sanat ve sanatçıları tek çatı altında toplayan KUGESAD Sanat ve Gelişim Birliği’nin başkanlığını üstlenen Kavakdere, emlak sektöründeki başarılarının yanı sıra