Açıklamasında, imarda kanunun verdiği yetkiye dayanarak bazı hususları rahatlattıklarını kaydeden Öztürk, “Eskiden benim köylüm para kazanıyordu ama Aydın Merkez’de ya da İncirliova’da gayrimenkul yatırımı yapıyordu. Buradaki inşaat sektörü de artık belli bir düzeye geldi. Vatandaşımız artık ilçemizden de ev alabiliyor. Tarımdaki kazandığı parayı dışarıya götürmüyor” dedi.
“KATI ATIK PARASI SİSTEMDEN KAYNAKLI BİR ZARURİYET”
Zaman zaman eleştirisi konusu olan katı atık parasıyla ilgili de konuşan Öztürk, “Bizim evet katı atık paramız yüksek. Ama bizim mesela Kullar Mahallesi merkezden 55 kilometre uzaklıkta. Yol tamamen dağlık kesimde kalıyor ve bunun belli bir maliyeti var. Biz bu maliyeti bütçe yaparken gelir ve gider olarak göstermek zorundayız. Yani Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 2015’te çıkardığı kanuna göre, Koçarlı Belediyesi yaptığı masrafı almak zorunda. Ben bunu almazsam müfettişler aracılığıyla belediye olarak soruşturma geçiririm. Bizim katı atık parasının yüksek olmasının nedeni, köyden mahalleye dönüşen yerlerin sayısının fazla ve nüfusunun az olması. Oralar için harcanılan tüm masrafı karşılamak zorundayız. Sistem bu şekilde, bu bizim getirdiğimiz bir durum değil. Keşke almasak ama bizle ilgili değil. Geçen sene bütçemizden 17 milyon liralık uygulamayı hayata geçirdik. Bu sene belli projelerimiz var. İller Bankası ile görüştük ve 20 milyon liralık kredi onayımızı da hemen hemen aldık gibi. Bütçemizde de bu krediyi gösterdik. 2018’de vatandaşımıza daha iyi hizmet verebilmek için bu krediye başvurduk. Bu gerçekleşirse 2018’de 40 milyon liralık bir bütçe imkanına kavuşacağız” diye konuştu.
“CİHANOĞLU KALESİ İLE İLGİLİ PROJEMİZ VAR”
Koçarlı’nın artık göç alan bir ilçe olduğunu söyleyen Öztürk, “Genel itibariyle Koçarlı’da ihtiyar bir nüfusumuz var. Önceki yıllardaki gibi bir nüfus kaybımız yok. 52 mahallemizdeki mezarlık temizlikleri komple bizde. Örneğin 40 dönümlük Çakmar Mezarlığı bugüne kadar hiç açılım görmemiş. Çalışmalarımız neticesinde çevre düzenlemesi yapılan bir mezarlık haline geldi. Geçmişini bilmeyenin geleceği de olamaz. Yine bizim görevimiz değil ama okullarımızın, camilerimizin boya, badana, bakım ve tadilat gibi işlerinde de yeri geliyor elimizi taşın altın koyuyoruz. İlçemizdeki Anadolu Lisesi’ni iç ve dış komple boyadık. İlçemizin tanıtımı noktasında da Cihanoğlu Kalesi ile ilgili yeni bir projemiz var. Oranın üçte biri belediye ait. Belli bir kısmı SİT alanı çıktı. Bazı prosedürleri aşar aşamaz orada da bir proje hayata geçirilecek. Aşağıdaki parkımıza Cihanoğlu adını verdik ve torunların biriyle açılışı yaptık. Orada önümüzde süreçte farklı bir projemiz var. Bu proje Büyükşehir'in de gündeminde” ifadelerini kullandı.
“KOÇARLI TARIMLA KALKINACAK”
Koçarlı’da Serkan Karatosun’un işlettiği Çam Fıstığı İşletmesi’nin Türkiye çapında hatırı sayılır bir konumda olduğunu söyleyen Öztürk, “Orada çam fıstığı el değmeden işlenip paketlenebiliyor. Koçarlı’nın kalkınması için fabrikalaşmaktan çok tarım ürünleriyle ilgili işletmelere ağırlık verilmelidir. Mesela yine ilçemizde keçi sütü üretimi yapan Keçicik markası da ülkemizde önemli bir konumda ve doğrudan yurt dışına ürün ihraç ediyorlar. Koçarlı’nın kalkınması tarımsal üretimden geçiyor. Koçarlı son dönemlerde incirle de gündeme geliyor. Koçarlı’nın bozulmamış doğasında yetişen incirimize günden güne daha fazla talep var. Koçarlı, tarımla kalkınacak. Biz ilçemizde çok büyük yapılı binalar istemiyoruz. İlçemizdeki yapıların 4 ya da 5 katla sınırlı kalmasını istiyoruz. Biz imarda kanunun verdiği yetkiye dayanarak bazı hususları rahatlıktık” şeklinde konuştu.
“ÜRETİCİLERİMİZİN DAİMA YANINDA OLDUK”
2019 Seçimleri’nde yeniden aday olacağını da belirten Öztürk, şunları kaydetti: “Biz 'Koçarlı’nın çehresini değiştireceğiz' diye geldik. Koçarlı’ya yatırım gelmesinden son derece mesudum. Tarımsal gelişmelerle birlikte artık ilçemiz daha da kalkınıyor. Örneğin Gözkaya Mahallesi’nde yaklaşık 50 İpek Böceği yetiştiricimiz var. Orada 10 dönüm bir araziye dut fidanlığı yaptık ve 600 ağaç diktik. İlerleyen süreçte orada güzel bir seyir tepesi oluşacak. Sultanhisar ve Nazilli’den ipek böceği yetiştiriciliğinin nasıl yapıldığını öğrenmek için oraya gelenler oldu. Belediyemizin tahsis ettiği bu arazimizde Koçarlı Ziraat Odası ile birlikte ortak proje geliştirdik. Bir yetiştirici 45 günde ipek böceğinden 2 bin liraya yakın gelir elde ediyor. İlçemizin tarımsal kalkınmada öncü olabilmesi için bunun gibi birçok projemiz de var. Keneyle ilgili hastalık olduğunda Ziraat Odası'yla birlikte çözüm geliştirdiğimiz için beni Veteriner Odası'na şikayet ettiler. Benim çiftçim her şeyin en iyisini hak ediyor. İlaç dağıttık diye birilerine bu dokundu ama 17 liralık ilaç 50 liraya satılıyorsa ben buna 'dur' derim. Yine ilçemizde taşkın afetinden sonra belediyeden araç desteğiyle 25 bin liralık tohum ve ilaç desteği sağladık. Bunun 2 bin lirası kasamızdan, diğer gider ise firmalardan karşılandı. Firmalar bizim yaptığımızı sosyal proje olarak gördüğü için desteklediler. Kendilerine ayrıca çok teşekkür ediyorum.”
“BAKANLIKTAN BİR TÜRLÜ İKİ ÇÖP KAMYONU ALAMADIK”
Hiçbir zaman katı siyasetçi olmadığını ve devletin organlarıyla daima iyi ilişkiler kurmak istediğini söyleyen Öztürk, “Geçtiğimiz süreçte iki tane çöp kamyonu almak istedik. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da bunla ilgili hibe verebiliyor. Özellikle Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden ihtiyacımız olduğuna dair gereken yazıyı alarak Ankara’ya gittim. Orada bakanlıktaki arkadaşımız bize, ‘Siyasi görüşün ne? Sen buraya nasıl randevu aldın? diye sordu. Bunun üzerine Milletvekilimiz Mustafa Savaş’ı aradım ve kendisine, 'Vekilim böyle bir talebimiz oldu ve isminizi verdim. Destek olun ve bu iki çöp kamyonu gelirse elinizden öperim ve meydanda söylerim” dedim. Sonuç olarak bu iki çöp kamyonunu alamadık. Belediye olarak iki çöp kamyonunu krediyle aldım. Tabi ki iktidar kendine göre dağıtacak bu kamyonları, buna diyecek bir sözüm yok ama bir tane bari ver de, gözümüz kalmasın. Bakanlık Aydın’daki bazı ilçeleri bırakın, dış ülkelere bile dağıttı bu kamyonları” dedi.
“YATIRIMLAR YAPILIRKEN BİZE DE DANIŞILMALI”
Koçarlı’da hükümet yatırımları kapsamında ihtiyaç duyulan bir yol yapım çalışmasıyla ilgili de görüş belirten Öztürk, “Bu yol evet bir ihtiyaçtı ama bizim istediğimiz yolun bütün bariyerlerle ayrılmasıydı. Biz bunun bir örneğinin Antalya’ya olduğunu öğrendik. O şekilde bir yolun yapılmasını istedik. Belediye, STK ve muhtarlar olarak bizi topladıklarında bu görüş çıktı ama sonuç olarak ‘Biz yaptık, oldu’ noktasında iş yürüdü. Yine de kendilerine teşekkür ediyorum ama burada yereldeki vatandaşın da görüşü dikkate alınmalıydı. Ben siyaset yapmış olabilirim ama bir toplantı yapıldı. Ben bunu Aydın Valiliği İl Koordinasyon Toplantısı’nda da gündeme getirdim. Karayolları yetkilisine yolun böyle yapılmaması gerektiğini söylediğimizde ‘Biz yaptık, oldu’ denildi. Halbuki biz bunun böyle olmaması gerektiğini anlattık. Bu ne bileyim Şoförler Odası ile de görüşülmeliydi. Bir pamuk römorku 7-8 metre bu yapılan yoldan aşağı dönemez ve inemez. Yarın kazalar oluşur ve kenarlarda bariyerler şu anda yok. Daha yeni 3-4 tane trafik kazası oluştu. Yarım metre kot farkı var. Bunların ayrıştırılması lazım. Yatırımlar yapılırken bizlere de danışılması gerekiyor” diye konuştu.
“BİZİM TOPRAKLARA ADAM DİKSEN ADAM ÇIKAR”
Dere ıslahları kapsamında ilçede Devlet Su İşleri’nin yaptığı projelerden dolayı teşekkür eden Öztürk, “Biliyorsunuz dağın dibinde olduğumuzdan bazı derelerde taşma oluyordu. Ama burada sancı şu. Onların bağlantıları yok, girdiği zaman direkt ovaya gidiyor. İnşallah kurutma kanalıyla bu sorun da çözülür. Yine eksiğimiz çok. Koçarlı ne yazık ki bu zamana kadar dağ dibinden ayrılmış bir yer olarak görülmüş. Koçarlı bir an önce tarımıyla birlikte öne çıkmalı. Bugüne kadar yaptığımız programlarımız da bu kapsamda. Koçarlı topraklarında adam diksen adam çıkar. Söke’de yeri gelir mısır eker verim alamazsın. Evvelki sene ben yer fıstığı diktim. 450-500 kilo verim aldım, halbuki ortalama 300 kilo verim alınımıyormuş. Münbit topraklarımız değerlendirilmeli. Akıllı Köy vesilesiyle Dünyaca ünlü Para Dergisi’ne Koçarlı-Kasaplı olarak çıktık. İnsanlar da bunu görüyor. Orada kadın üreticilerimiz de ev ekonomilerine katkı sağlıyorlar" şeklinde konuştu.
“KAPIMIZ HERKESE AÇIK”
Yeniköy’de Aydın Büyükşehir Belediyesi’ne devrettikleri 200 dönümlük arazide Sakız Koyunu Projesi’nin hayata geçeceğini söyleyen Öztürk, “Özlem Çerçioğlu da Koçarlı’nın tarımla kalkınacağının farkında ve desteklerini esirgemiyor. Sonuç olarak biz yerel yöneticisiyiz. Biz burada AK Partili ya da MHP’liden de oy aldık. Yerel yönetim farklıdır. Ben 2 bin 700 küsur farkla seçimi kazandım. İlçemize İl Genel Meclisi Üyesi olarak da hizmet verdim ve o dönemde de kimseyi ayırmadım. Kapımız kimseye kapalı değildir, herkese açıktır. İnsanlara en kolay çözüm yollarıyla birlikte hizmet sunuyoruz. Bürokrasiden zaten kendimiz bıkmış durumdayız. Daima işlerin hızlı çözümünden yana olduk” ifadelerini kullandı.
“3.5 YIL DOLU DOLU BİR HİZMET YILI OLDU”
Koçarlı’ya yüzme havuzu ve halı sahayla birlikte belediyenin arkasında kalan kısımda kahvaltı salonu gibi bir tesis kuracaklarını söyleyen Öztürk, şunları kaydetti: “Sosyal etkinliklerin daha fazla yapılmasını arzuluyoruz. Akıllı Köy, üretici pazarı ve parklarımızın dışında sosyokültürel canlılığımızı artıracak bir tesise de ihtiyacımız var. Merkezde de halı saha, yüzme havuzu, piknik alanına ihtiyaç var. Ailesiyle birlikte gelen vatandaşlarımız için bu proje en büyük hedeflerimizdendir. Merkezde olsun diğer yerlerde ve ilçemizin girişinde bazı eksikliklerimiz var. İlçedeki girişin kaldırımları düzgün değil. Karayolları ile sürekli yazışıyoruz. Devredin biz yapalım ya da siz yapın diyoruz. Bunla ilgili de projelerimiz var. Bu dediklerimizin de yüzde 70’ini 2019’a kadar çözmeye çalışacağız. 3.5 yıl dolu dolu bir hizmet yılı oldu. Örneğin bizden nüfus olarak çok büyük ilçe bizim kadar parke taşı döşememiştir."
“3 ARALIK’TA DEVE GÜREŞİ FESTİVALİ GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ”
Koçarlı’da her yıl geleneksel olarak gerçekleştirilen Çam Fıstığı Festivali ile ülke çapında gündem oluşturmaya başladıklarını belirten Öztürk, şöyle dedi: “Çam Fıstığı Koçarlı’da önemli bir tarımsal üründür. Coğrafi işaretle ilgili çalışmalarımız devam ediyor, bazı prosedürleri aşmaya çalışıyoruz. Yine benim dönemimde deve güreşlerini yeniden başlattık. 30 yıl sonra yeniden başlayan deve güreşleri, güreşseverlerin de ilgisini çekti. Varlı Devesi ve Özbek Devesi dendiğinde tüm Türkiye tanırdı. Biz ne yazık ki bu değerleri kaybetmişiz. Deveci arkadaşlarımıza ve komiteye de teşekkür ediyorum. Nasip olursa 3 Aralık’ta deve güreşi festivalimiz var. Tüm halkımızı ve güreşseverleri davet ediyorum."
Gelişmelerden haberdar olmak istiyor musunuz?
Google News’te Aydın Ses Gazetesi sitemize
abone olun.