İspanyol gazetelerinden El Pais'te Paco Nadal tarafından yayımlanan makalede kentin pek çok önemli özelliğine yer verildi. Ünlü fotoğrafçı Ara Güler'in kent için önemine de değinilen makalede, "Ege Denizi yüzyıllar boyunca bütün Akdeniz uygarlıklarının geçişine tanık olmuştur. Hititlerden Perslere, İyonya Yunanistan'ından imparatorluk Roma'sına, Bizans'tan Osmanlı İmparatorluğu'na. Harabeleri bugün Türkiye'deki her turist turunda zorunlu bir durak olan muhteşem şehirlerin burada ortaya çıkması şaşırtıcı değil: Truva, Bergama, Efes... Ancak her gün düzinelerce otobüsün durduğu o ünlü yerlerin ötesinde, aniden başkaları da ortaya çıkıyor. daha bilinmeyen - ama daha az önemli olmayan - ve kitle turizminin diğer yerlerinde çoktan kaybolmuş olan yalnızlık içinde bunun tadını çıkarmaya devam edebilirsiniz" ifadelerine yer verildi.
Öneri: Aydın’ın UNESCO Mirası Afrodisias Antik Kenti Nerede? Giriş Ücretli Mi? Gizemli Kentin Tarihi!
ÇEŞİTLİ ÖZELLİKLERİ ANLATILDI
Makalenin devamında, "Daha önce bahsedilenlerle karşılaştırırsak, Greko-Romen dünyasının küçük bir kenti olan Aphrodisias'ın durumu da budur. Ülkenin güneybatısında, Aydın ilinin şu anki Geyre kasabası yakınlarında yer almaktadır ve ziyaretini Küçük Asya'nın bu batı bölgesine yapılacak herhangi bir turun gizli zevklerinden biri haline getiren birçok merak vardır. İlk tekillik onun keşfiydi. Örneğin Efes'teki bilimsel kazılar 1863'e, Bergama'daki bilimsel kazılar ise 1878'e kadar uzanırken, 1937'de İtalyan bir ekip tarafından bölgede gerçekleştirilen bazı arkeolojik tadımlar dışında kimsenin 20. yüzyıla kadar Aphrodisias'tan haberi bile yoktu. Bunu haritaya koymak bir tesadüftü. Magnum ajansı üyesi Türk foto muhabiri Ara Güler, 1958 yılında yeni inşa edilen bir barajı belgelemek göreviyle bölgeyi ziyaret etti. Güler, bir gün dinlenmek için uğradığı Geyre köyü sakinlerinin klasik taşlarla çevrili yaşamasına şaşırdı. Mermer bir lahitteki üzümlerin üzerine bastılar, klasik tiyatrodan fırlamış gibi görünen doğaçlama bir bankta çay içip nargile eşliğinde sohbet ettiler, sütun ve başlık kalıntılarını kullanarak evlerini inşa ettiler. Bütün bunların nereden geldiğini sorduğunda ona sığır götürdükleri taşlık tepelerden oluşan bir alanı gösterdiler. Güler, Roma stadyumu olduğu anlaşılan alanda eşek ve koyunların otladığını görünce halüsinasyon gördü. Veya ağıl çitleri olarak kullanılan hassas Korint başlıkları" sözleri yer aldı.
